Bismillahirrahmanirrahim.
Yaratılmış olmamızın gayesi Allah’a (cc) kul olmaktır (Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım / Zâriyât 56). Allah’a (cc) layıkıyla kulluk edebilmenin ön koşulu ise İslamiyet okuluna kayıt yaptırmaktır, yani teslim olmaktır, Müslüman olmaktır. İslamiyet okuluna kayıt yaptırdıktan sonra ise, ben devamsızlık yapacağım, kurallara uygun davranmayacağım, derslerime çalışmayacağım dersek, imtihanı kaybedebiliriz!
İslamiyet okuluna kayıt yaptırmanın, yani Müslüman olmanın ön şartı ise Kelime-i Şehadeti (Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasuluhu / Şâhitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şâhitlik ederim ki Muhammed O’nun kulu ve Rasûlü’dür) dil ile söylemek ve her bir kelimesinin de manasına kalben inanarak tasdik etmektir. Eş zamanlı ve ek olarak hayatımız boyunca Kelime-i Tevhid (Lâ ilâhe illâllah, Muhammedden Rasullallah/Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın Rasulu’dür) ile olan yaşamsal ilişkimizi layıkıyla sürdürmek de temel bir gerekliliktir. Kısacası Allaha karşı iyi bir kulluk yapabilmek, Kelime-i Şehadet ve Kelime-i Tevhid’in özüne ve manasına sadık bütüncül bir inanca sahip olmak ve yaşam sürmek ile mümkün olabilecektir. Sonuç olarak, Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhid ile ilişkili maddi ve manevi yaşam kurgumuz, kulluğumuzun manasını ve mertebesini belirleyecektir.
Girizgahı bu şekilde yaptıktan sonra isterseniz konuyu daha iyi kavrayabilmek adına bu aşamada Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhid’deki “la”, “ilah”, “illa” ve “Allah” kelimelerin anlamlarına bir göz atalım.
“La” kelimesinin karşılığı “yoktur” veya “hayır”dır. “İlâh” ise tapınılan, ibadet edilen, gönülden bağlanılıp sığınılan, kölelik yapılan, tutku ile sevilen, bağlanılan, kulluk edilen şey/varlık demektir. Bu varlığın/şeyin sonu yok, her şey olabilir, neyin peşinden gidiyorsak, ne için yaşıyorsak o varlığa tapıyoruz demektir. Örneğin paranın peşinden gidiyorsak, yani hayattaki yaşam önceliğimiz para kazanmak oluyorsa paraya tapıyoruz demektir, yani para bizim ilahımız oluyor demektir. Hayattaki öncelikli gayemiz makam ise ve makamın peşinden gidiyorsak, ilahımız makam oluyor, makama tapıyoruz demektir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz; kariyer, ev, araba, yat, kat, eşya, yeme-içme, televizyon, karşı cins, internet, sosyal medya, şan-şöhret, heva ve hevesler vesaire aklınıza ne gelirse… “İlla” kelimesi ise ancak, den başka, hariç anlamlarına gelir. “Allah” ise isimdir. Kelimenin herhangi bir kökten türemiş olmayıp sözlük mânası taşımadığı ve gerçek mâbudun özel adını teşkil ettiği belirtilir. İslâm dininin telkin ettiği yüce yaratıcının öz adı “Allah” kelimesidir. Allah, varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan zâtın adıdır (https://islamansiklopedisi.org.tr/allah, 25.01.2021). Ali Akpınar hocanın da belirttiği üzere Yüce Rabbimizin Allah ismi bütün esmalarını ve bu esmaların taşıdıkları bütün manaları kendisinde toplayan ve kapsayan bir isimdir.
Kelime-i Tevhid’in (Lâ ilâhe illâllah, Muhammedden Rasullallah demek Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın Rasulu’dür) müstakil kelimelerinin/kavramlarının manalarını bu şekilde ortaya koyduktan sonra “La ilahe illallah” demnin, Allah (cc) ile tevhidi iman sözleşmesini imzalamak olduğunu belirtebiliriz. La ilahe illallah imzalı bu sözleşmenin anlamı ise bütün kullukları ve kölelikleri reddederek, tüm yönleriyle yaşamımızın merkezine Allah’ın (cc) rızasını koymak demektir. Şartların hepsini (Kur’an-ı Kerim’i ve Sünneti Seniyye’yi) kabul edip imzalıyorum anlamına gelir. Yani var oluş sebebimiz olan Allah’a (cc) kul olmayı, yaşamımızın istisnasız her alanında öncelik haline getirmektir. Başka bir ifade ile tevhidi iman anlayışı ile önceliklendirilmiş bütüncül bir yaşam tarzı kurgulayıp yaşamaya çalışmak demektir. Kısacası Allah’ı zatında, sıfatlarında ve esmalarında Bir’leyerek şirki reddetmektir. La ilahe illallah demek, hayatımda/kalbimde Allah’tan başka ilah yoktur, Yani hayatımın/kalbimin merkezinde Allah vardır demektir.
Bu noktada bir hususun altını çizelim. Varlığımızın/Var oluşumuzun/hayatımızın/kalbimizin/yaşam gayemizin merkezine koyduğumuz şey bizim ilahımız olmaktadır. Kısacası hayatımızın merkezine kimi/neyi koyuyorsak o bizim ilahımız oluyor. Dolayısıyla, Allah’tan başka ilah yoktur (La ilahe illallah) dediğimiz halde, Allah’ın ilahlığının yerine/yanına, Allah muhafaza, dünya metasını (insanı, işi, aşı, eşi, parayı, çocuğu, eşyayı, malı-mülkü, yatı-katı vs) koyarsak, yani hayattaki ana/öncelikli/yegane gayemiz Allah’a kulluktan ziyade dünya metaı şeyler ise yanlış yoldayız, imtihanı kaybediyoruz, kaybedeceğiz demektir. Allah’tan ziyade başka şeyler bizim önceliğimiz oluyorsa, öncelikli olarak başka şeylerin peşinde gidiyorsak/başka şeyler için yaşıyorsak, çabalıyorsak, çalışıyorsak, yani önceliklerimiz dünyevi şeyler/işler ise, Allah muhafaza Kelime-i Tevhidin gereğini yerine getirmediğimiz gibi, Allah’a şirk de koşmuş oluyoruz.
Allah cümlemizi Kelime-i Şehadeti ve Kelime-i Tehvidi layıkıyla anlamayı, idrak etmeyi, yaşamayı, yaşanmasına vesile olmayı nasip eylesin. Amin…
[Atıf: Yıldırım HH. (2021). “La ilahe illallah” ile Olan İlişkimiz Nasıl? Tıbb-ı Nebevi Yazıları (www.tibbinebevimerkezi.com, 29.01.2021)].